DANIŞANLARDAN TERAPI HAKKINDA GÖRÜŞLER
Öğretmen/25 Yaş
Küçükken yaşadığım zorlu süreç gençliğime geldiğimde beni bunaltmaya, hayatımı etkilemeye başlamıştı. Terapi alan bazı tanıdıklarımın teşvikiyle çekincelerimle beraber terapi yolculuğuna başladım. Randevu saatimde kliniğe gelip sıramı beklerken kalbim hızlı hızlı atıyordu. Ben ne anlatacağım diyordum kendime. Odaya girip koltuğa oturduğumda oturuşuma bile özen göstermiştim. Psikoloğa iyi bir izlenim vermek istemiştim. İlk olarak psikoloğum benimle ilgili temel şeyleri ve neden geldiğimi sordu. Anlatmaya başladım. Normalde çok konuşan biri olsam da 15 dakika sonra durdum. Psikoloğum tepki versin diye beklerken sadece dinliyordu. 50 dakikaya yaklaşık konuşmuş olabilirim. Ve kendimi çok savunmasız hissetmiştim. Hayatımda hiç kimse bu kadar iyi dinlememişti beni. Kendim için acı dolu ya da karşımda ki kırılır, benim hakkımda kötü düşünür diye çekinerek anlatacağım şeylerde herhangi bir tepki görmeden dinlenilmek afallatmıştı. Konuşmamın ardından benimle ilgili gözlemlerini belirtip nasıl bir yol izleyeceğini söylediğinde aklıma direkt hipnoz konusu gelmişti. Beni hipnoz edecek misiniz? Bilincimde oynama yapacak mısınız? diye sormuştum. Bilinçaltım değiştirilecek diye korkmuştum. Filmlerde, dizilerde gördüklerim beni etkilemişti. Psikoloğum tebessüm edip hipnoz yapmayacağını süreç içinde hep bilincimin açık olup kontrolün bende olacağını söylemişti. Ağlama krizleri ile girdiğim odadan yaklaşık 16 seans sonra kahkahalarla, travmaları üzerinde çalışmaktan korkmayan, zihnen sağlıklı, iç huzura kavuşmuş olarak çıkıyorum. Terapilerim devam ediyor, travmalarım üzerine çalışıyoruz. İlk travmamı anlattığımda saatlerce ağlarken şimdi birkaç damla gözyaşı ile anlatabiliyorum. Son olarak terapi yavaş yavaş farkında olmadan kendimizin kendisini iyileştirip güçlendirdiği bir süreç. Her terapi de aydınlandım diyerek çıkmadım. Fakat her hafta bir öncekine göre daha dengeli bir yaşantı kurabildim. Böylesine hızlı ve her şeyin yoğun olduğu bir zaman da çevremdeki herkese terapileri tavsiye ediyorum. Ve yaşadığım tecrübeyi her kimler okuyorsa kesinlikle denemeliler.
Uluslararası Ticaret Uzmanı /27 Yaş
Bunu okuyan herkese merhaba. Bu yazıda hem kendi terapi deneyimimden hem de Ceren hocamın bu deneyimdeki yerinden bahsetmek istiyorum.İlk seansıma girdiğimde kurduğum ilk cümlelerden birisi ‘’burada olduğum için kendimi çok güçsüz hissediyorum’’du. Süreç içinde, insanın ihtiyaç duyduğunda ‘’desteğe ihtiyacım var’’ diyebilmesinin güçsüzlük değil, tam tersine güçlülük göstergesi olduğunu anladım. Benim bu sürece başlamamdaki sıkıntım kaygıydı. Daha doğrusu yönetilemeyen ve artık hayatıma, ilişkilerime zarar vermeye başlamış olan kaygı. Başlangıçta birkaç kötü günüm varken artık iyi günleri nadir yaşıyor hale geldiğimde ve bunun içinden tek başıma çıkamadığımda profesyonel destek almam gerektiğini anladım.Çalıştığım kurum aracılığıyla yaklaşık 1 yıl önce Ceren hocayla terapi sürecine başladık. Bu aşamada görüştüğüm ilk ve tek uzman Ceren hoca oldu. Psikoloji gibi bir alanda gün geçtikçe güvenilir bir danışman bulmak zorlaşıyor. Güvenilirlik konusunda emin olunsa bile danışan- danışman ilişkisi sağlıklı kurulamayabiliyor. Veya her danışanın her psikologla iletişimi istediği gibi ilerlemeyebiliyor. Bu noktada Ceren hocayla çalışmanın çok büyük bir şans olduğunu ve Ceren hocanın yaklaşımının tam olması gerektiği gibi olduğunu düşünüyorum: Danışanına kendisini anlatabilmesi ve güvenebilmesi için gereken ortamı ve rahatlığı sağlıyor ancak aradaki ilişkiyi asla olması gerekenin dışına taşırmıyor. Bu sayede sürecin daha sağlıklı ilerlediğine ve her iki tarafın da beklentilerinin net olduğuna inanıyorum. Ceren hocanın terapi boyunca sürece dair bilgilendirmelerde bulunması, seansları danışanın o haftaki ihtiyacına göre adapte edebilme yetisinin bulunması, ne konuşulursa konuşulsun yargılayıcı bir tutum sergilememesi ve konusuna hakim olmanın getirdiği bir özgüvene sahip olması gibi özellikleri de beni terapiye devam etme konusunda oldukça motive etti.Benim durumumda, kaygı bozukluğu gibi bir zihinsel durumu aşmanın uzun bir süreç olduğunun farkındayım. Ancak kendim için bir adım atma, ve bu adımları sürdürme, cesareti bulduğum için mutluyum. Her ne kadar bir an önce kesin sonuca ulaşmak istesem de bu isteğime doğru ilerlerken yaşadığım deneyimleri göz ardı etmemeyi (kendime de haksızlık etmemeyi) öğrendim. Hayatta hiçbir şeyin düz bir çizgide ilerlemediği gibi bu sürecin de dümdüz ve sadece sonuç odaklı ilerlemediğini anlıyorum artık. Ve bir süredir hem kendime hem de Ceren hocaya şu cümleyi söylüyorum: ben terapi öncesi bununla nasıl yaşıyormuşum? Geriye dönüp baktığımda bu cümleyi kuruyor olmak bile şu an doğru yolda olduğumu hissettiriyor. Bu yüzden yazdıklarımı okurken terapiye başlayıp başlamamakla ilgili kararsızlık yaşayanlar varsa sadece şunu sorabilirim sanırım: en kötü ne olabilir? Belki de hiçbir beklenti içinde olmadan gideceğiniz birkaç seans şu an hayatınızda size çok rahatsızlık veren bir durumun üstesinden gelmenize yardımcı olabilir. Umarım olabildiğince içten yazdığım bu satırlar ihtiyacı olan insanların hayatına ufak da olsa bir dokunuş yapar.
Öğretmen/28 Yaş
Terapiye başlamadan önce bunun bana faydası olmayacağına dair düşüncelerim bulunurdu. Konuşarak ne halledilebilir ki ben çok kötü durumdayım, bu işe yaramayacak diye düşünürdüm. Kendimi gerçekten çıkmazda hissettiğim bir anda bunu da denemenin kötü olmayacağını düşündüm ve bir adım attım. Yol çok uzundu fakat hiç başlamamış birinden daha ilerideydim. Bir adım atmıştım ve bunun hayatımda etkisinin bu kadar çabuk olacağını beklemezdim. Birkaç seans sonra hayata bakış açım değişti. Kendimi daha mücadele edebilir kıldım. Artık başıma gelen kötü şeyler karşısında oturup hayıflanmak yerine '' hayır bununla mücadele edebilirim bu başıma gelen benden daha güçlü değil '' diyebiliyordum. Terapiden önce her şeye karşı tepkisiz, hisleri donuk, sosyal aktivitelere katılmayan, sadece uyuyan biriydim. Ayrıca 4 yıldır ağır dozda antidepresan kullanıyordum. Şu an yaklaşık 7. seanstayım ve ilaçlarımın dozu minimum seviyelerde kullanmaya başladım ve bırakma sürecine girdim. Artık hayata daha fazla katılan duygularımı hissederek yaşayan aktif biri oldum. Bunu çevremdeki insanlar da fark etti. Gün geçtikçe arkadaşlarımdan '' seni neşeli ve güçlü görüyorum'' cümleleri duymaya başaladım. İyi ki terapiye başladım. Kendimi artık daha iyi hissediyorum.
Doktor/27 Yaş
Terapiye kardeşimin ikna etmesi üzerine başladım. Önceleri terapinin işe yaramayacağı kanaatindeydim. Her seansa giderken “Ne konuşacağım?” diye düşünürdüm ve gerilirdim. Yaklaşık 10 aydır devam ediyorum. Terapi kendimle ve hayatla alakalı daha önce düşünmediğim şeyleri fark etmemi sağladı. İnsan ilişkilerine olan bakış açım, insan davranışlarını ve kendimi yorumlayışım değişti. Kendimi daha mutlu, huzurlu ve sorunlarımı daha çözülebilir hissediyorum. Kendim için son yıllarda aldığım en doğru kararlardan biriydi.
Bankacı/34 Yaş
18 yaşından beri ufak ufak geçirdiğim ataklar oluyordu. Psikiyatr desteği dışında birkaç seans gittiğim kliniklerde oldu ancak hiçbiri uzun soluklu değildi. En son eylül 2023 te uzun süren ve beni çok yıpratan bir atak geçirdim. Atak araları çok kısa , atak süreleri çok uzun olduğu için ciddi anlamda büyük bir çöküntü yaşadım. İşe gelemedim, özel hayatım kalmadı, ailemle sevdiklerimde konuşmak bile anlamsız gelmeye başladı. Sonrasında araştırmalarım sonucu şubat 2024 ‘te yolum Ceren Hoca ile kesişti…
Terapiye başlandığı zaman insanların en çok yanıldığı şey ilk seanstan itibaren her şeyin geçeceğine inanmaları, sadece konuşarak büyük yol katedeceklerini düşünmeleri aslında. Çünkü birçok yöntem var. Terapi uzun bir yolculuk. Bazen keyifli bazen de sancılı. ilk seanslarda terapistinle bir ilişki kurmaya başlıyorsun aslında, birbirinizi tanıma dönemi. İşte bu birkaç seanstan sonra ‘tamam, oldum ben.’ Diye düşünüp terapiye ara verirsen hem kendine en büyük kötülüğü yapmış oluyorsun hem de kısa bir süre sonra aynı kapıyı çalma olasılığın çok yüksek oluyor.
Terapiye ilk başladığımda çoğu seans ağlama krizleri, hayattan zevk almama üzerine konuşmalarımla geçti. Çünkü öyle bir cenderedesin ki bu durumdan asla kurtulamayacağını düşünüyorsun. Arada bazı seanslarda da sanki hiç bunları yaşamamışım gibi hayatın normal akışını konuşarak geçti. İlk birkaç seanstan sonra normal seansların yanında EMDR teraspisini de devreye soktuk. Kendimde sorguladığım çoğu şeyin sebebini bir bir bulmaya başladık. Yaşadığım travmatik olaylar, büyütülme şeklim, ailemin/hayatımda olanların bana olan davranışlarıyla oluşturduğum savunma mekanizmaları ve hayatımızı biz farketmesek de yöneten o zihin oyunları… EMDR da belli bir anının üzerine çalışıyor gibi görünmemize rağmen birbiriyle bağlantılı birçok anım olduğunu ve bu anılarda aslında hep aynı tepkileri verdiğimi farkettim. İşte o zaman anlamaya başlıyorsun tasarım kimliğinin nasıl oluştuğunu ve küçücük yaşta öğrendiklerini hala nasıl hayatına uygulamaya çalıştığın.
Kendimle/karakterimle ilgili öğrendiğim şeyleri seansta öğrendiğim bilgilerle görmeye başladığımda başladı aslında benim yolculuğum. Şimdi, şu anda yaşadığım olaylara karşı duygu ve düşüncelerimi dikkate aldığımda değişmeye başladı bir şeyler. Sanmayın ki ataklarım tamamen geçti ya da hiç kendimi kötü hissetmiyorum. Arada sırada ataklarım oluyor ya da gerçekten psikolojik olarak dibe vurduğum anlar yaşıyorum ancak bunların süresi ve bende bıraktığı etki günbegün azalıyor. çünkü terapide kendime bu anlarda nasıl müdahale edeceğimi öğrendim hala da öğreneceğim çok şey olduğuna eminim...